Sunday, August 5, 2012

HAYATIN İÇİNDEN BİR KESİT



Bugün beni çok etkileyen bir olay yaşadım. Belediye otobüsüne binmiş, otobüsün kalkmasını bekliyordum, klima çalıştığı için otobüsün kapıları kapalıydı. Dışarıdan korkunç bir ağlama sesi gelmeye başladı. Hemen camdan dışarıya baktım, benimle birlikte bütün yolcularda iç güdüsel olarak camdan bakmaya başladık. Sesin kaynağını bir türlü bulamadık. O sırada annesinin elinden tutan küçük bir kız çocuğu ağlayarak yanımızdan geçiyordu. Önce sesin küçük kızdan geldiğini zannettik. Ancak ses bu ufaklıktan çıkamayacak kadar yüksekti. Az sonra fark ettik ki, genç bir kadın kaldırıma oturmuş bağıra bağıra ağlıyordu. Yoldan geçenler kadına bakıyordu, bir kaç kişi yardımcı olmaya çalışsa da kadın ne olduğunu anlatmıyordu. Başına bir şey mi gelmişti, düşüş müydü, kötü bir haber mi almıştı, sadece ağlıyordu. Herkes kısa süreli bir şok yaşadı. Sonra bir kaç kişi bu normal giyimli, normal kadının etrafında güvenlik çemberi oluşturdu ve gelen geçene ağlıyor, bir şey demiyor, deli herhalde diye söylenmeye başladılar. Ben yanına gidip yardımcı olmak istedim ama otobüsün kapıları kapalı ve şoförümüz yok. Sonar kadın ağlaya ağlaya kalabalığın içinde kayboldu, kimse ona ne olduğunu anlamadı. Yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamadığı için de yardımcı olamadı. Kimseyi suçlamıyorum ama bir kadın olduğum için mi bilmiyorum ama bu olay beni çok etkiledi. Kadın kimdi?. Neden bu kadar çok ağlıyordu ve her şeyden önemlisi gerçekten yardıma ihtiyacı var mıydı?

Bu kocaman şehirde öylesine korkularla, kaygılarla yaşıyoruz ki, tanımadığımız insanlardan öylesine korkuyoruz ki, değil yardım etmek dönüp bakmaya çekiniyoruz. O kadar olumsuzluk yaşıyoruz ki, olumsuz olana dönüp bakmayı, zaman ayırmayı vakit kaybı olarak görüyor. Başımıza kalır diye istemiyoruz. Orada oturan bir gün bende olabilirim, ailemden biri, kız kardeşim, en yakın arkadaşım da olabilir. Düşüncesi bile korkunç, duyarsızlık ne kötü, ne illet bir hastalık.

Umarım geçici bir ağlama krizidir, şimdi hayatına kaldığı yerden devam ediyordur.

04.08.1980

HALENİN HARESİ

No comments:

Post a Comment